2 Ekim 2012 Salı

Yetersizlikler zinciri

Bu sezon daha iyi oynadığımız bir maçı anımsamıyorum. Belki Manchester United maçını sayabiliriz ama o da yeterli değildi çünkü bugün gördüğümüz manzaralara, o gün de şahit olmuştuk.

Galatasaray'ın bu yıl 3 temel sorunu var.

1- Sol beki yok.
2- Orta sahası yetersiz.
3- Amrabat.

2 numaradan başlayayım. Muhtemelen hepimiz orta da bir sorun olduğunu görüyordur. En nihayetinde aynı maçları izliyoruz. Fakat değerlendirmelerimiz de, farklılıklar olduğunu tahmin ediyorum. Bir aydır, sürekli aynı klişe tekrarlanıp duruyor; "Melo'nun Miami tatili uzun sürdü, takıma geç katıldı. O yüzden de formsuz."

Bu değerlendirmeye katılmıyorum çünkü Melo'nun yetersiz olduğunu düşünüyorum. Evet, geçen sene nasıl bir sezon geçirdiğini biliyoruz, kariyerinin en fazla golünü attı, takım için değerli bir oyuncuydu. Ancak şunu görmek gerekir ki, Melo'nun kariyer yılı Türkiye'de geçti. Hemen örneklendireyim.

Lugano, Türkiye'nin en iyi savunma oyuncularından gösteriliyordu. PSG'ye transfer oldu, gider gitmez formayı sırtına geçirdi. Hepsi o kadar işte. Formayı sırtına geçirdikten sonra yetersizliği ortaya çıktı ve PSG, o bölgeye Chelsea'den Alex'i transfer etti. Önce yedek bankına oturdu, ardından ilk 18'e bile alınmamaya başladı.

Biz yorumlarımızı, burada oynanan futboldan yola çıkarak yapıyoruz. Oysa kazın ayağı öyle değil. Türkiye'de futbol dediğin şey, itiş-kakışdan ibaret. Bu itiş kakışta, elbette fiziken güçlü oyuncular, göze batıyor, diğerlerinden daha farklı görünüyor. Ama işte Şampiyonlar Ligi'ne çıktığınızda, bambaşka bir tabloyla karşılaşıyorsunuz. Ki, Braga-Cluj maçını izleyenler görecektir, bugün 2-0 yenildiğimiz Braga, tel tel döküldü, Cluj en az 5 atma şansını kaçırdı.

Dönelim Melo'ya. Melo, Galatasaray'ın oyuncusu değil. Eğer amacınız sadece Türkiye'de başarıysa, Melo bu takımda her maç oynar, fizik gücü biraz arttığında, geçen yılki Melo'yu izleriz ama sadece Türkiye'de.

Ne yazık ki, Melo'nun bu durumu Selçuk'a da etkiliyor. Manchester United, Aksihar, Orduspor ve Braga maçlarını tekrar izleyin, Galatasaray'ın orta sahasının ne kadar rahat geçildiğini göreceksiniz. Rakipler maksimum üç pasla, Galatasaray kalesine inebiliyor. Şimdi yazacağıma muhtemelen herkes "Hassiktir lan!" diyecek ama Melo'nun bu yıl oynadığı ilk maçtan beri müdahaleleri tıpkı Barış Özbek'i anımsatıyor bana. Siz yine "Hassiktir lan!" deyin tabii de, biraz dikkatli izlediğinizde bunu fark edeceksiniz. İlla birisi "Hassiktir lan!"diyecekse, bunu sevdiğim insanlar söylesin, o zaman hakikaten koymuyor.

Gelelim Amrabat meselesine. İmza atarken büyük fedakarlık yaptı, acayip sevdik vs. ama şu anki hali Pino'dan farksız. Eboue atağa çıkmayı çok seven bir bek, önündeki adam Amrabat olunca, Galatasaray, golleri sağ kanattan yiyor. Eğer kanat bekiniz sürekli hücuma çıkıyorsa, önde oynayan adamınızın onun yerini doldurması gerekiyor. (İyice öğreten adam modu oldu, amacık cidden bu değil) Ambarat ne yazık ki, oyunu tek taraflı oynayabilen bir oyuncu. Ben, Hasan Şaş'ın ilk geldiği yıllara benzetiyorum biraz. Eğer bu yönünü geliştirmezse, nurtopu gibi kıçımıza giren 8 milyon Euro'muz olur ama geliştirirse o parayı çıkartamasa bile, yıllarca o kanatta oynatabileceğimiz bir adamımız olur. Bana soracak olursanız, eğitilmeyeceğini düşünüyorum. Bunu bana söyleten, Kayserispor'dan, Galatasaray'a geliş süreci.

Ömer Üründül ağzıyla yazayım, 'günümüz futbolunda' orta sahan ne kadarlıksa, sen de o kadarlık takımsın. Galatasaray'ın bu yıl oynadığı futbolun tatminkâr olmayışının, -bence- temel sebebi orta sahasındaki bu durum. Kanatlarınız yeterli işlemiyor, forvetleriniz gol atamıyor, genç bekiniz de çok rahat çalım yiyince, kalecinize duacı olmaya başlıyorsunuz.

Son olarak sol bek meselesine gelelim.Muhtemelen Ujfaluši sakatlanmasaydı, Terim'in istediği transfer, bu bölgeyeydi fakat işler sarpa sarınca, başka bir tablo ortaya çıktı ve sol bek transferi de askıya alındı. Tahminim odur ki, devre arasında yapılacak ilk transfer sol bek olur. Tabii o zamana kadar Şampiyonlar Ligi gider, sikik Türkiye Ligi şampiyonluğu için kulaç atılır ama olan oldu bir kere.

Sağda solda konuşurken, mangalda kül bırakmıyoruz ama biraz realist olmakta fayda var. Bana soracak olursanız, Galatasaray, bu futboluyla ışık vermiyor. Çünkü sorunu bir değil, birden fazla. Elbette Türkiye'de şampiyonluk yarışı içinde varolur ama Şampiyonlar Ligi için, hatta hatta eğer kalırsa UEFA Avrupa Ligi için yetersiz ve yanlış bir kadro. O yüzden fazlaca umut bağlamamak gerekir bu kulvarlara.

Melo yüzünden çok küfür yerim gibi geliyor ama sizin taşaklarınız sağolsun. Galatasaray iyi olsun da, ben küfür yemeye razıyım.

Haa, unutmadan Galatasaray'ın daha yeni kurulmuş bir takım olduğunun altını çizmekte fayda var.

Fotoğraf: ntvspor, haliyle AA