27 Aralık 2010 Pazartesi

Şiddetin rengi sadece sarı-kırmızı mı?

Türkiye'de şiddet ciddi bir sorun. Bunu sadece futbolla ilişkilendirmek, ismine futbol ya da tribün terörü ismi verilerek, "Bu işi nasıl hallederiz" demek, sorunun temelini gözmezden gelmektir.

Dün Florya'da yaşanan rezaletle, polis tekmesiyle bebeği öldürülen genç kız olayı arasında, benim adıma bir fark yok. Babası tarafından dövülen genç, okulda öğretmeninden dayak yiyen liseli, trafikte birbirine girişen sürücüler ya da eşinden dayak yiyen kadın.

Şiddet özünde, iktidar yani güç kavramı ile birbiriyle girift bir ilişki yaşar. En basitinden, ilkel bir el koyma aracı olarak kabul edebiliriz.

Şimdi bunlara bakıp da, dün Florya'da yaşananları salt Galatasaray'la ilişkilendirmek, kusura bakmazsanız dangalaklıktan başka bir şey değil. Bu ülkenin her yanında şiddeti her an, her dakika yaşıyoruz.


Eğer şiddetin karşısındaysak, Florya'da dayak yiyen Fenerbahçeli çocuklar için ayağa kalkan insanlar, üniversiteli gençler polisten dayak yerken, işkenceden geçirilirken, neden üç maymun rolünü kendine uygun görür?

Tipik Türkiye fotoğrafıdır bu. Neden? Çünkü bu ülkede insanlar, kendinden güçlüye boyun eğmeyi alışkanlık haline getirmiştir. Ya kendinden güçsüz ya da kendine denk kişiler, kurumlarla kavga etmeyi sever. Daha anlaşılır biçimde yazayım: Götünün yemediğine boyun eğer.

Sen, ülkede olup biten hiçbir şeye sesini çıkartmayacaksın ama iş bir futbol maçında olup bitenlere gelince, birdenbire şahlanacaksın. O iş öyle olmaz.

Haa, işin tabii bir de "Senin şiddetin", "Benim şiddetim" boyutu var. Şiddeti her kim yapıyorsa savunuyor ve bunu olumlama çabasına giriyor ama karşı taraf aynı şiddeti sergilediğinde ortalığı velveleye veriyor. Şiddet karşısında ortak bir dil geliştirilmezse, verdiğin tepkilerin hiçbir geçirliliği kalmıyor. Şiddet sadece renk değiştirmiş oluyor.

Geçen sezon kendi stadını yakan insanların, dün olan bitene tepki göstermesi ya da Gerets'in kafası yarılırken "İyi oldu amına koyayım, zuhahhaaha" diye gülerken, bugün melaike kesilmesi kusura bakmazsanız hiç mi hiç gerçekçi olmuyor. Tam aksine insann götüyle gülme refleksini harekete geçiriyor.

Daha her iki taraftan onlarca örneği bir çırpıda sayabilmek mümkün. Ancak sorunun çözümü için şiddetin her türlüsüne ve her rengine karşı gelmemiz gerekiyor. Devlet şiddetine de tepki göstermeliyiz, tribündeki şiddete de.

Adını koyalım ve dürüstçe itiraf edelim. Bize uzak olan her türden şiddet uygulaması, kimsenin umurunda olmuyor. Hatta futbol dışında uygulanan hiçbir şiddete tepki göstermiyoruz.

Sağda-solda işi "Bravo delikanlı Galatasaray taraftarı" gibi genellemeye döken arkadaşlara, kardeşlere ilk anlatılması gereken şey şiddete yekvücut tepki gösterilmesi gerektiğidir.

"Dün akşam Başakşehir'de 300 kişi tarafından cemevi basıldı, camları kırıldı, içerideki insanlar linç edilmeye çalışıldı. Haydi tepki koymaya gidelim" desem, kimse götünü bile kıpırdatmaz.

Ama "Yürüyün Florya'ya dün olanlar için tepkimizi ortaya koyalım" desem, bir çırpıda 50 tane adam bulurum.

Bak güzel kardeşim, dün yaşananlar şiddet miydi? Evet şiddetti, hem de en adisinden. Ama bunu daha önce de başka biçimlerde sen sergiledin, seninle aynı rengi sevenler uyguladı. O zaman bir şey olmamış gibi bir köşeye çekildiysen bugün konuşmaya hakkın yok.

O yüzdendir ki, ben rahatlıkla Şükrü Saraçoğlu'nda Gerets'in kafasını yaranlara da orospu çocuğu diyorum, dün 16 yaşındaki çocuklara tekme atanlara da orospu çocuğu diyorum.

Bugün senin milli takımının kaptanı soyunma odasına kadar adam kovalayıp, arkadan rakibine tekme atıyorsa oturup neyi konuşuyoruz burada.

Galatasaray forması giyiyor diye "Katil, Piç" diye bağırdığın adama bugün "Cesur Yürek" ismini takıyorsan Fenerbahçe forması giydiği için şiddetin en alasını sen gösteriyorsun demektir.

Şiddetin rengi sadece sarı-kırmızı değil bu ülkede. Sarı-lacivert, siyah-beyaz, yeşil-beyaz, kırmızı-beyaz. Şiddet her yerde ve her alanda var. Ortak tepki geliştiremedikten sonra yangına körükle gitmekten başka bir şey yapmış olmayız.

Bırakın bu sahtekâr söylemleri, bir kez olsun götünüz başınız oynamadan konuşun.

Not: Eeee, niye kimse bir laf etmiyor, yorum yapmıyor. Herkes kendi şiddetiyle yüzleşince, sessiz kalmayı tercih ediyor...

10 yorum:

  1. http://www.fotomac.com.tr/Yazarlar/selcuk_yula/2010/12/27/ne_yazik_degil_mi

    Bu linkteki yazıyı yazan şahsiyetsiz kişiliksiz ve o saldırıları yapan aşağılık insanlardan daha aşağılık şekilde gazeteci gibi yazı yazdırılan aşağılık insanlar varken bu tür olaylara bu kadar şaşırmamak lazım bu olayı bile Takımının başarısını çekememeye bağlayan böyle adi kalemşörler varken kime kızıyoruz ki bu memlekette, O aşağılık insanlar bunu tabi yapar O aşağılık heriflere senide ekleyerek topunuzun Allah belasını versin. Ayrıca merak etme işi başarı yarışına getirirsek herkes kimin ne olduğunu bilir Selçuk efendi.

    YanıtlaSil
  2. resmen provoke yazısı bu ya iki klübünde suçu var diyeceğine fenerbahçesini övsün dopru ya kadıköyde böyle şeyler olmuyordu dimi

    YanıtlaSil
  3. hocam bizim insanımız geniş açılı bakamadığından doğal olarak sorunun özünü göremiyorlar.sanal ortamda herkez birbirine geçiriyor,sürekli takip ettiğim rakip takım ı tutan blog yazarları bile bütün Galatasaraylıları kapsayan hakaret ve aşağılayıcı tepkiler göstermişler bloglarında.
    Öyle başka konulara gitmeden gene futbolda olan şiddetten bir örnek vererek ''bjk-bursa maçındaki çıkan olaylarda nerdeydin bilader?'' diye sorduğunda cevap veremeyenler kendi kuyruklarına basılıdığında avaz avaz bağırıyorlar.Sorunun özünü çözüp bu insanları barındırmayalım beslemeyelim diyebilen kişi sayısı 1 elin parmaklarından malesef az.

    YanıtlaSil
  4. zamanında istanbul'daki şiddete ve nürnberg'deki şiddetsizliğe alışmak hakkında şöyle yazmışım:

    "nürnberg, istanbul’da doğup büyümüş bir insan için küçük, sessiz-sakin, hatta can sıkıcı derecede güvenli bir şehir. istanbul ehlileştirilmemiş, asla da ehlileştirilemeyecek bir bengal kaplanı olsa nürnberg ittire kaktıra sırnaşık bir iran kedisi olabilirdi. ama eğri oturalım, doğru konuşalım: kim kaplan kafesine girmeyi kucağına tırmanan kediyi okşamaya yeğler?

    insan hayattaki güzel, daha doğrusu rahat şeylere çok kolay alışıyor. nasıl cebine para girmeye başlayan adam önceden lüks, hatta saçmalık olarak gördüğü şeyleri kolayca hayatının “değiştirilmesi teklif dahi edilemez” birer parçası haline getiriyor, bir anda fakirleşense on yıllarca eski yaşam standardının anısıyla yaşıyorsa; meyhanede kafayı çektikten sonra “kıçımı keserler mi” diye düşünmeden sallana sallana eve gitmenin hazzı, istanbul’da gece-gündüz götünü tuta tuta yürümeye alışmış bünyeye ilaç gibi geliyor. ben de herhalde buradaki güvenli yaşamıma alışmış olmalıyım ki, istanbul’da yaşarken okumadan geçeceğim üçüncü sayfa haberi olacak olaylar içimi karartır oldu."

    http://gueneslipazartesiler.blogspot.com/2010/02/insanlarini-yutan-nehir.html

    aslında farklı toplumlardaki değişik şiddet düzeylerinin normalliği üstüne uzun uzun yazmak istiyorum, ama şimdilik yapılmamış bir "görev" olarak duruyor...

    YanıtlaSil
  5. Abi anlaamdığım konuyu Emre'ye nasıl bağladın.

    YanıtlaSil
  6. @ TribunselSevda; şöyle ki,

    1- Milli Takım kaptanı, saha içinde adam kovalamış, tekme atmış adam. Yani şiddet sergileyen bir futbolcu kaptanlık yapıyor.

    2- Türkiye'de herkes kendi kuyruğuna basıldığında bağırıyor. Dünün piçi nasıl bugün cesur yürek oluyorsa dün Florya'da olanlar yarın Kadıköy'de olursa herkes bunu kılıfına uydurup, savunacaktır.

    Mesele Emre meselesi değil yani. Örnek üstünden gittim.

    Nasıl insanlar "Ama tahrik vardı" diye olayı savunmaya çalışıyorsa, yarın da bir benzerini görürüz diyorum. Ama şu yazıda Emre'ye takılmana da üzüldüm. Çünkü yazının özü o değildi. Şiddete karşı ortak bir tepki geliştirmek ya da şiddetin her türlüsüne tepki göstermekti

    YanıtlaSil
  7. Abi buna ortak bir çözüm falan bulunmaz.Bugün çevremdeki fenerlilerden öyle şeyler duydum ki,nerdeyse o dayağı atanların eline sağlık diyecek noktaya geldim.Herkes kendini sütten çıkmış ak kaşık ilan ediyor.3-4 zibidinin yaptığını koca Galatasaray camiasına mal ediyor.Görüyosunuz işte Selçuk Yulaf ezmesinin söylediği lafları,esas onun gibi adi,şerefsiz götveren ibnelerin ağzını yüzünü dağıtacaksın ki bi halta yarasın.Kendi stadlarında yıllardır yaptıkları yavşakları ne çabuk unuttular.Olay bir şekilde senin takım,benim takım olayına vardığı sürece bir halt olmaz,daha beterleri de olur ve olacak ta.O kadar Blog okudum senin şu yazdıklarını yazacak fenerli göremiyorum.Adamların alayı yaşanan son olaylara dayanarak Galatasaray'a laf söyleme derdine düşmüşler,esas o zibidelere ,bu yavşakların eline fırsat verdiği için küfür edeceksin

    YanıtlaSil
  8. Bu olayın haberini televizyondan izlediğim andan itibaren düşündüğüm şeydi olayın bu boyutu; sporda şiddet!

    Sporda şiddet. Eyvallah, olay bir spor müsabakasında geçtiği için sporda şiddet denilebilir. Ancak...

    Trafikte kavga olur, trafikte şiddet. Aile içinde kavga olur, aile içi şiddet. Piskopat sapığın biri karıya-kıza tecavüz eder, tecavüzcü şiddeti-dehşeti. Magandamız da eksiz olmaz, düğün görmesin, maganda şiddeti-dehşeti. Polis eylemcilere biber gazı-jop girer, polis şiddeti, pardon ona orantısız güç diyorduk.

    Olayları basite indirgeyerek, tekil ele alarak şiddet sorununun bütünselliğini göremiyoruz, ya da bu kasten yapılıyor ve şiddet sarmalının içinde yaşadığımız gözlerden kaçırılmaya çalışılıyor.

    Silah edinmenin marketten ekmek alacak kadar kolay olmasını sağlamaya çalışan bir meclise sahip ülkeden ne beklenir ki...

    Lig başlayınca, futbol takımları maça çıkarken, birer pankartla çıkarlar sahaya: "Sporda şiddete hayır!" yazan. Bir sonraki spordaki şiddet olayına kadar araya reklamlar girer...

    YanıtlaSil
  9. fenerin micin "çaki" leri sonucu olan olaylar gs yönetimin başı boşluğu ile medya tarafından özellikle fb tv ve ntv gs lincine donusuyor neden butun goruntuler fb tvden alınma gs tv yokmu olayı baslatan fener antrönörü nu neden kimse konusmuyor o 17 lik çakileri neden kimse konusmuyor sanki olaylar durup dururken iki hayvanın hayvanlığı tutmus gibi ama oyle değil tamam onlar hayvanda o hayvanları karıstıran birileride var

    YanıtlaSil
  10. yok abi özür diliyicem ama valla az bile yapılmış bu nedir ya resmen o 2-3 orospu çocuğu yüzünden bütün galatasaraylıları linç etme kampanyası var geçen sene basket maçında olay çıkartan kadın kadıncağız oluyor olayı tek yöne ve demeogojiye çekip duruyorlar sanki çok fairplay yanlısılar ya adam geldi samiyende götüyle top durdurdu biz olay çıkarmadık demekki ağzını burnunu kırmak lazımmış genede bakış açım bu değil maça gitsem koltuk sökmem adamların kafasına atmam ama son birkaç yerde gördüğüm yazı sinirimi bozdu birde medya galatasaraydı medyaymış işe bak ya rijkaard neden gitti o zaman gsli medyaysa neden aykut kocaman bu kadar savunuyor yok biz olaya tek yönlü bakalım

    YanıtlaSil