3 Mart 2011'de şu aşağıdaki yazıyı kaleme almışım:
"Bir siktirin gidin. Türkiye'de milyon tane şey yasak, işin ucu kendine dokununca sesinizi çıkartın ancak. Hem de yöntem olarak twitter'dan bilmemneyime dokunma diye bir zımbırtıya tık'layarak.
Sahtekârsınız alayınız ve korkaksınız.
Bu ülkede sikindirik futbol muhabbetini, genç kız triplerini, yazamadınız diye mi bütün derdiniz? Lan bu ülkede insanlar haber yazamıyor, hanginiz ses çıkarttınız bugüne kadar? Bu ülkede muhalif basının kapılarında polis bekler, çalışanların evlerine kadar polisler takip eder, istediklerinde baskınlar düzenlerler kimsenin ruhu bile duymaz.
"Bizim siyasetle işimiz olmaz, biz futbol yazıyoruz" diye, kendinize saçma sapan bahaneler üretin, kıçınız ayrı başınız ayrı oynasın, sonra "Blogger'ıma dokunma" diye ağlayıp sızlayın.
Umarım açılmaz bir daha, hatta özgürlük saydığınız şeyler daha da sarsın her tarafınızı. Belki o zaman bu ülkedeki gerçek özgürlük kısıtlamalarının farkına varabilirsiniz.
Korkaksınız çünkü sokaklara çıkamıyorsunuz. Birileri sizin için çıkar nasılsa. Başlatalım bir eylem, her hafta Taksim'de buluşalım.
Kaç tane blogger var? Minimum 50 bin tane vardır.
10 bini bulur muyuz? Bok buluruz.
İşi sadece blogger değil, tüm özgürlüklerin kısıtlanması konusuna taşıyalım.
Var mısınız? Bok varsınız.
Ağlamaya devam edin,
"siyaset yapmamaya" devam edin,
suya sabuna karışmadan, yırtma planları yapın,
birilerinin canı yanarken, uzaktan izlemeyi sürdürün,
size dokunmayan yılana "Çok yaşa" diye tempo tutun.
Kendinizi kandırmaya devam edin ve siktirin gidin, asalak sürüsü. Nasıl, kuyruğunuza basılmadan önce 3 maymunu oynadıysanız, size verilen rolü üstlenmeye devam edin. Bu kadar çok ağlayınca belki insafa gelirler, siz de "direndik, kazandık" edebiyatı yaparsınız.
Evden dışarı çıkmadan, mail göndermeye devam edin. Yegâne tepkiniz bu olsun. En zararsız olanı hem de vicdanen mastürbasyon etkisi yaratıyor değil mi?
Lan hâlâ twitter'dan medet umuyorsunuz ya embesilin önde gidenisiniz. Yarın öbür gün twitter'ın, facebook'un ya da internetin erişimi tamamen kapatılınca merak ediyorum ne yapacaksınız?"
İnternetin 11 Ağustos 2011 tarihinden itibaren sansürlenmesi ile Ekşi Sözlük hakkındaki kapatma kararı birleşince, bu yazı aklıma düştü.
"Yetmez ama Evet" diye ortalarda dolanan, sözümona sosyalistler aklıma geldi.
Askeri darbelere karşıyız diye Akp iktidarının kıç yalayıcılığını yapanlar aklıma geldi.
Güya demokrat tavır geliştirmek adına hükümete sahip çıkanlar hafızamda belirdi.
Dünyanın en pahalı benzinini kullanıp, kimsenin ses çıkartmaması aklıma geldi.
TEKEL işçileri Ankara'nın göbeğinde dayak yerken "Ama abi onlar da bu işi uzattı" diyen yavşaklar da aklımdan çıkmadı.
"Ben aslında Akp'li değilim ama Türkiye senelerdir böyle iyi yönetilmedi" diyen, destek verenler aklıma geldi.
Aklıma o kadar çok şey geliyor ki! İleri demokrasi, mazlum edebiyatı, korku imparatorluğu, sindirilmiş halk, cezaevlerine gönderilen muhalifler, yeniden yapılandırılmaya çalışılan bir Türkiye.
Alışırsınız merak etmeyin. İnternetin paket yapılıp sansürlenmesine de, ekşi sözlüğün kapatılmasına da.
Nelere alışmadınız ki son 7 yılda.
Sokağa çıkan her öğrenci, işçinin alanlarda dayak yemesinin üstüne hapis istemiyle dava açılmasına, üstlerine illegal örgüt oyuncağı yaftası yapıştırılmasına alışmadınız mı?
İktidarın her tür muhalifi "Bu Kürt bölücü", "Bunlar darbeci", "Bunlar statükocu", "Bunlar darbe şakşakçısı" diyerek, fişlemesine alışmadınız mı?
Ülkede yapılan yolsuzluklara, pisliklerin üstünün örtülmesine alışmadınız mı?
Sınavlarda şifrelere, kopyalara, kayırmaya, alışmadınız mı?
Güneydoğu'da, gözaltına alınan, tutuklanan belediye başkanlarına, siyasetçilere alışmadınız mı?
Dinlemelere, servis edilen kasetlere alışmadınız mı?
Cemaatlerin yuvalandığı polis devletine alışmadınız mı?
Çılgın projelerle, one minute'larla uyutulmaya alışmadınız mı?
Üstünüzdeki vergi yüküyle ekonominin döndürülmesine alışmadınız mı?
İnternet totaliter rejimlerde tehlikedir. O yüzden internetin de bir Akp düsturundan geçmesi gerekiyordu. Şu anda yapılan şey bu.
Bugüne kadar nasıl olan bitene ses çıkarmadıysanız, bugünden sonra da olacaklara ses çıkartmamaya devam edin.
Özgürlükleriniz ağır ağır değil koşar adımlarla elinizden alınıyor. Bunlar ince demokrasi ayarları.
Onlar nasılsa kimseyi duymuyor, o zaman görmelerini sağlamak gerekecek. Gerekirse direnişle, gerekirse kavgayla.
İnterneti kapatmasına kapatabilirler de, alanları, meydanları nasıl kapatacaklar acaba?
"Ben aslında Akp'li değilim ama Türkiye senelerdir böyle iyi yönetiliyor"
YanıtlaSiliyi yönetilmiyor demek istedin sanırım,yazı da mı hata var yoksa ben mi yanlış anlamışım..
yazdıkların çok doğru ama kim sikine takar ki 3-5 kişi dışında...
@ hayatvefutbol; eyvallah düzelttim
YanıtlaSilabi bu sanki köprüden önce son çıkış gibi duruyor bence de köprüden önce son çıkış.
YanıtlaSil@ Ozan; kesinlikle doğru, çıktık, çıktık. çıkamazsak sıçtık
YanıtlaSilSelam,
YanıtlaSilYazının her cümlesinin altına imzamı atarım. Zaman tepki gösterme zamanıdır. Yalnız, çok basit bir "turgay demirel istifa" sözüne bile tepki gösteren bir anlayış var karşımızda. Islıkladığımızda, burnumuzdan fitil fitil getirilen, bir cunta yönetimi ile karşı karşıyayız. Nasıl başa çıkarız bilmiyorum, ama zaman direnme zamanı. Zaman isyan etme zamanıdır. Ben AKP'nin tekrar 2/3 mecliste olduğu bir Türkiye'yi hayal edemiyorum. Umarım olmaz. Olmamalı.
Melih ERTAN
her şey, birilerinin bir şeyler yapmasını beklemek sıkıntıya gel-e-memek kolaycılığı değil mi zaten..birileri yapsın birileri karşı dursun bizde arada kaynayalım bencinliği...
YanıtlaSil'keser döner sap döner gün gelir hesap döner ' tabii
giderek aptallığa varan bu vurdum duymazlık haline..
şaşıranlara! şaşı taklidi yapmaktan körleşenlere
isyan isyan isyan....yüreğine sağlık
MahŞer
peki sen ne yaptın şimdiye kadar, sevgili klavye delikanlısı? Tyler Durden mı zannediyorsun kendine?
YanıtlaSil@ 2you; liste halinde yazayım mı? sen çok film izlemişsin
YanıtlaSil