20 Aralık 2012 Perşembe

12


Son 2 yazıyla, birazdan yazacaklarım birleşince, iyiden iyiye fanatiğe bağlamış gibi görüneceğim Fenerbahçe'ye gönül verenlere ama dün neysem, bugün de oyum, bu sebepten içim rahat.

Akşam Meireles'e verilen cezayı görünce, Fenerbahçe'den bu tip bir açıklama geleceğinden yüzde yüz emindim. Çünkü Aziz Yıldırım'ın ve Meireles'in Fenerbahçe TV'ye çıkıp, yaptıkları açıklamalar, bunun habercisiydi.

Fenerbahçe, şu meşhur "Bursa'dan gol haberi mi var?" maçından bu yana 'şımarık, zengin veledi' rolüne iyiden iyiye ısındı. Stat yakıldı ses çıkartılmadı, futbolcusu rakibine ırkçı hakarette bulundu esgeçildi, şike yapıldı üstü kapatıldı v.s. v.s.

Bu şımarık, zengin velet, çok değil 3 Temmuz'dan önce her rakibiyle dalga geçer, rakibini "fakir-fukara" diye küçük görür, bu ülkedeki en efendi teknik direktörlerden birine, babasının mesleğinden ötürü "iki ekmek bir süt" diye horgörür, futbolcusu götüyle top durdurur, tribünlere gelir 'ağlamayın' diye sevinç (!) gösterisinde bulunur, penaltı atılırken sahada sondaj yapar ve "Hepinize yeteriz" mottosuyla karşısında kim var, kim yoksa aşağılardı.

Yıllarca bu "Türkiye'nin tek büyüğüyüz", "Hepinize yeteriz" teranelerini attıktan sonra 3 Temmuz 2011'den sonra, birlik-beraberlik naraları eşliğinde "Fenerbahçe düşerse Türk futbolu darbe alır"a evrilen bir sürece girdik. Bu süreç boyunca, Fenerbahçe yönetimi, neredeyse her söylediğini kendisi yalanladı. "58. maddeyi değiştirelim" dediler, bir baktık aslında 58. maddenin kaldırılmasına karşılarmış, "CAS Davası onurumuz" dediler, dava 'Türkiye'nin menfaatleri için' geri çekildi.

Gel zaman, git zaman, bizim şımarık, zengin veledi değişmeye başladı. Yöneticisi ne zaman konuşsa mazlum oldular, teknik direktörü her yaptığı açıklamada mağdur olduklarını söyledi. İnsanın inanası geliyor bazen ama "Fakir-fukara edebiyatı yaptılar" diye, rakibini aşağılayan yöneticilerin mazlum oldukları inandıcı gelmiyor.

Taraftarı, yöneticisi, futbolcusu bugüne dek ne yaptıysa, sırtı okşandı, yanaklarından makas alındı, "Sen bizim en sevdiğimiz çocuğumuzsun" diye gururları okşandı.

İş artık öyle bir raddeye geldi ki, Meireles'in yaptığı hareketler aleni olarak görünmesine karşın, hakemin suratının ortasına tükürdüğü ayan beyan ortadayken, hakeme İngilizce küfür ettiği kabak gibi ortadayken, eleman çıkıp "Hakemi dava edeceğim" diye utanmazca açıklama yapıyor. Götü yiyorsa aynı hareketi İngiltere'de yapsaydı ve götü yine yiyorsa aynı hareketi yaptıktan sonra bu basın açıklamasını İngiltere'de yapsın. Bak bakalım ne oluyor? Daha açıklamanın yarısına gelmişken, eline bonservisini tutuşturup, ülkeden postalarlar adamı.

İşin ilginci, neymiş efendim ilk kırmızı kartıymış bu? Birader cezaevleri; ilk tecavüzünü eden, ilk hırsızlığını gerçekleştiren, ilk cinayetlerini işleyen insanlarla kaynıyor. Oldu ebenizin amı, hepsini çıkartalım dışarıya. Nasılsa ilk kez yapmışlar, bir daha olmaz!

Yönetimine gelince; "Bu cezanın futbolcumuz Raul Meireles'e değil tüm camia olarak Fenerbahçe'ye verilmiş bir ceza olduğunun farkındayız. Tahkim Kurulu'nda yapılacak duruşmaya Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Sayın Aziz Yıldırım ve diğer tüm ilgililerin bizzat katılacağını, tarafımızdan konuya verilen önem nedeniyle hukuki mücadelemizin devamında ise yönetim kurulumuz tarafından alınacak kararların radikal ve Türk futbolunu yakından ilgilendirecek nitelikte kararlar olacağını tüm kamuoyuna bildiririz" diye tehditler savurmaya devam ediyor.

Bu "Türk futbolunu yakından ilgilendirecek devrim niteliğindeki kararlar" bir zahmet alınsın. Aziz Yıldırım'ın başkanlığı süresince bu tehdit sürekli savruluyor. Ben Aziz Yıldırım'dan en az 10 kez "havuzdan ayrılırız" tehdidini duydum ama havuzun suyu ılık geliyor olmalı ki, bir türlü çıkamıyorlar ve kulüp olarak devrim niteliğinde olacak, o kararı alamıyorlar. Alın amına koyayım şu kararı artık, alın ya! Alamıyorsanız da, başka bir tehdit üretin mümkünse.

Meireles'e ceza veren PFDK bütün Fenerbahçe camiasını cezalandırıyor ama gecenin bir yarısı şike kararlarını internet sitesinden açıklarken şahane bir karar vermiş oluyor he mi? He canım benim, öyle tabii (!)

İş artık satranca döndü. Cezanın verilmesinden bir gün önce Aykut Kocaman çıkıyor, "Bu bir komplo teorisi. Fenerbahçe ile ilgili inanılmaz bir organizasyon var. Bunun ortasında kimler var bilmiyorum. Allah sonumuzu hayretsin" diye açıklama yapıyor. Futbolcusuyla konuşmuş, futbolcusu tükürmediğini söylemiş. Aykut Kocaman'ın biraz şerefi, biraz gururu, biraz namusu varsa, açar görüntüleri hakeme nasıl tükürdüğünü görür. Ama ne yapıyoruz? Olmayan şeyi aramıyoruzzzz.

Bu 'mağduruz, mazlumuz' teranesinin boku çıkmaya başladı. Her başarısızlıktan sonra, kendi fikirlerine göre aleyhlerinde her karardan sonra "Organizasyon var", "Allah sonumuzu hayretsin", "Cezamız daha bitmedi mi?" diye ağlamanın bir sonu gelsin artık.

Şimdi bunu okuyan Fenerbahçeli adam, ağzına ne gelirse saydıracak bana. Birader, otur bir düşün lan! Son 10 yılı kafanda bir evir, çevir. Sana "yapacağız, edeceğiz" diye verilen vaatlere bir bak. Aziz Yıldırım denen futbol zararlasının, Türkiye'de futbolu ne hale getirdiğine bir bak. Eyvallah, elbette kulübünün arkasında olacaksın, tabii ki desteğini esirgemeyeceksin ama sürekli siz mi haklısınız amına koyayım? Ulan başkanın basın toplantısı yapıyor, "Biz şike yapmadık" diyemiyor. "Herkes ne kadar temizse Fenerbahçe de o kadar temizdir" diyebiliyor ancak.

Yahu başkanın Antu zekâsına sahip açıklamalar yapıyor. Hakikaten samimi olarak soruyorum, bundan hiç mi rahatsız olmuyorsunuz. Lan Galatasaray Kulübü Başkanı çıkıp dese ki, "Bizden büyük olmaları için önce UEFA Kupası'nı almaları lazım" diye, yeminle ne anasını bırakırım, ne bacısını. Taraftarın arasında yaptığı geyiği, basın toplantısında söyleyen başkan mı olur? Hadi onu geçtim, "Koreografi nasıl yapılır 33. hafta göstereceğiz" diyen başkan olur mu oğlum? Hayır, dünyanın en ultra süper koreografisini yapsan, başkan bununla övünür mü?

Bu gidişin sonu iyi değil, bunu 17 Mayıs 2010'da yazmıştım, yineleyeceğim. Türkiye'nin en büyük kulüplerinden biri,  vitesi boşalmış kamyon gibi duvara doğru ilerliyor. Kimse hatayı kendinde aramıyor. Suçlu hep bir başkası ve haklı her zaman Fenerbahçe. Öyle mi?

Yahu gözünü seveyim biraz kafatasınızın içindekiyle düşünün, bırakın götünüzle düşünmeyi.

Fenerbahçe camiası artık iktidardan rol çalmayı bırakıp, mazlum-mağdur edebiyatına da bir zahmet son versin. Milyar dolarlık heriflerin yönettiği, yüz milyonlarca liralık bütçelere sahip bir kulüp mağdursa, Akhisar, Kilimli Belediye, Şırnakspor v.s. v.s. yöneticileri ve taraftarları kendilerini meydanlarda yaksın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder