26 Nisan 2010 Pazartesi

Siirt meselesi üstüne


Doğrusu, haber elime ilk geldiğimde derin bir mide bulantısı yaşadım. Ki, kolay kolay böylesi durumlardan etkilenmem. Bir süre baktım, sonra yine baktım, okudum, yine okudum, tekrar okudum.

Acaba diyorum, ben mi yanlış algılıyorum yoksa bunlar yaşanmış mı? Örgütlü bir biçimde tecavüz ve cinayet var işin içinde. Üstüne üstlük bunları yapanlar 'çocuk'.

Nasıl bir vahşet anlayışıysa bu, tecavüz etmek için kendi yaşıtlarını 'esgeçip' bebek istiyorlar. Herkes sırayla tecavüz ediyor ve sonrasında boğarak, öldürüyorlar.

Bitmiyor iğrençlik. Öldürdükleri bebeğin 'erkek' olmasından şikâyet edip, 'kız' istiyorlar.

Şimdi, zurnanın zırt dediği yere geldik. Bütün bunlar ne zaman oluyor? Birkaç gün önce mi? Hayır. Peki birkaç hafta önce? Yine hayır. Birkaç ay önce? Yok değil. Tam bir sene önce oluyor, tüm bu iğrençlikler. Emniyet olayı çözüyor, zaten çözmek de zorunda bir ölü var ortada.

Bu olaya karışan kız ve erkeklerin ifadelerini okumak ciddi anlamda bir mide işi. Yazmayacağım bunu, yazmamak da lazım işin bu kısmını. Ama bu olayın en garip boyutu; tam tamına 1 yıl önce vuku bulmuş bir olayın medyada tek bir satır bile yer almaması. Şu an Siirt Valisi'nin tavrı, neden haber olmadığını gösterse de, Türkiye'de bir sansür uygulamasının olduğunun açık kanıtı. (Nimet Çubukçu ya da Başbakan'ı söylemiyorum bile. Onlara göre güllük gülistanlık, hiçbir kötü olayın yaşanmadığı bir ülkedeyiz. Tabii onlara öyle)

Bölgede, İHA, CHA, AA var. Olay biliniyor ama haber yapılmıyor. Neden? Ne suçu var, baklava çalan çocuğun? Ne suçu var açlıktan ölmemek için fırından ekmek çalan çocuğun, çarşaf çarşaf medyada gösteriliyor da; örgütlü bir biçimde cinayet ve tecavüz gerçekleştiren çocuklar korunuyor?

Vali Necati Şentürk diye biri var anlamsız açıklamalarla ortalarda dolanıyor. Siirt'in faziletinden, namuslu, dürüst insanlarından söz ediyor. Bu iktidar döneminde peydah olan 'Bunu neden haber yaptınız?' cümlesini de söyleyiveriyor.

Devlet memuru olduğu için küfredemiyorum ama içimden en güzel kelimeleri ve onları birleştirip cümle haline getirdiğim birtakım 'sevgi' ifadelerini savuruyorum, içi rahat olsun.

Bu ülkede pompalanan seks kültürü ciddi anlamda 'sapık' nesiller yetiştirmeye başladı. Bu sapıklığın içinde kendini bulma yaşı gitgide düşüyor. Siirt'te olan olay, aslında buzdağının görünen kısmı. Örnekte görüldüğü üzere saklanıyor, gizleniyor. Bölge muhabirleri ile konuştuktan sonra bu işin ne denli yaygın olduğunu daha iyi anlıyorsunuz.

Hep söylerim, yine söyleyeceğim. Bu ülkeyi yıllardan bu yana 'ahlâk bekçiliği ve din söylemli' partiler yönetti. Ama bu ülkenin ahlâkını da onlar bozdu. Bilerek, isteyerek, bilinçli bir biçimde.

Elbet medyanın bunda fazlasıyla payı vardır ve ciddi anlamda da yaptırımlar uygulanmalı ancak bu işin en büyük sorumluluğu siyasi iktidarlara aittir.

Haliyle, olaya salt seks gözülle bakmamak gerekir. Bu işi yapan 'çocuklar' ve daha birçok insandaki suç ve suçlu algısı Türkiye'de şekil değiştirmeye başladı.

İnsanlardaki algı 'Ne yaparsam yapayım, nasılsa çok fazla ceza almam' şeklinde. Bu yüzden, pek çok kişi kendisinde her şeyi yapabilme gücü görmeye başladı. Çünkü onun ya da onların gözündeki suçlular, toplumun 'saygın' bireyleri.

Uzun zamandan bu yana söylüyorum ama ciddi anlamda 'aşağılık bir toplum' olduk. Hiçbir değer yok artık.

'Namus, namus' diyerek töre cinayetleri işleyen bir bölgede, bolca tecavüz çıkması tesadüf değil.

Cinselliği atla, eşekle öğrenen bir toplum olduğumuz sürece daha bu tip haberlere çok rastlayacağız. Cinsellik okullarda öğretilmeli, porno kültürü ile değil

5 yorum:

  1. Bu haber 4-5 gün önce ilk defa çıktığında 100 gözaltı olduğu, 2 kızkardeşe ve bir kaç ilkokul öğrencisine 1.5 yıl boyunca aralarında okul müdürü, esnaf, imam, polisin tecavüz ettiği yazıldı. Olay bir anda çocukların yaptığı bir işe döndü.

    Ben aralarında çocuk olsa da bu işten sıyrılmaya çalışanların olduğunu düşünüyorum. Çocukların bunları yaptığı öne sürülerek yeni neslin nasıl yozlaştığı ima edilecektir muhtemelen. Her şey planlı gidiyor...

    YanıtlaSil
  2. Domuz gribi de her gündeme geldiğinde medyanın odaklanması gereken başka konular var deyip durdu. Sürekli yönlendirelerek belli haberleri ısıtıp önümüze koyuyorlar. Başbakan'dan gazetecilik dersleri - 1:

    Erdoğan, Siirt'te 1 yıl önce gerçekleşen ve bugün basında yer alan tecavüz ve cinayet haberi hakkında da şu ifadeleri kullandı:

    "Bu konuyla ilgili bütün adımlar atıldı ve atılıyor. Ama bugün bir grubun gazetelerindeki yaklaşım çok çirkin. Bir yıl önce olmuş bir olay ve karışanlarla ilgili bütün adımlar atılmış. Milli Eğitim Bakanı, Kadın ve Aileden Sorumlu Bakan, Siirt Valiliği gerekli açıklamaları yaptı. 1 yıl önce olmuş bir olay hakkında yasal, ilgili bakanlıkların ve valiliğin atması gereken adımlar atılmış. Olay bugün tekrar gündeme getiriliyor.

    Bu gazetecilik değildir. Bu basın ahlak ilkelerine yakışan bir yaklaşım değildir. Bu tam aksine, gerek o ilimizle ilgili gerek o olayda adı geçenlerle ilgili psikolojik yıkımlara neden olur. Buralarda çok daha dikkatli olmaya gerekir diye düşünüyorum.''

    Neyin gazetecilik, neyin gazetecilik olmadığını bu imam hatip mezunu arkadaştan öğrenebilirsiniz(!)

    YanıtlaSil
  3. Şimdi senin yazdığın 1 yıl önce olmuş. Belki de o aralar basına yansımış veya yansımamıştır. Fakat bunun bu bir önceki postta yazdıklarımı örtbas etmek için Siirt'le ilgili olabilecek en sansasyonel olayı arşivlerden buzlu çıkarıp, ısıtıp önümüze koydular.

    Ben ısrarlı biçimde bu Şeyh Efendi, Hacı dedeler, Siirt'in önde gelen hatırlı kişileri, polisleri, esnafı, askeri, okul müdürü için aniden ortaya çıkan ve kaybolan tecavüz haberinin üstüne kedi kumu atar gibi kapatmak istediler. Biz de salak olduğumuz için Siirt'deki sansasyonel tecavüz haberi olarak bunu algılayacağız. Eğer gerçek gazeteciler bu ülkede hala varsa gider bu olayı yerinde araştırırlar ve bunu ortaya koyarlar. Resmen 3 maymunu oynuyorlar. 1.5 yıldır Şeyhler, Şıhlar fakir kız çocuklarına tecavüz ediyor ve bu gizlenmek isteniyor. Yeter artık ama!

    YanıtlaSil
  4. bundan yıllar önce İngiltere de iki küçük çocuk küçük bir çocuğu marketten çıkarıp işkence yapıp tren yoluna atıp ölümüne neden olmuştu. Market kamerası cocukları çıkarken çektiği için küçük katiller hemen bulunmuştu; bu olay tüm İngiltere'yi ayağa kaldırmış; aileler, eğitim sistemi, medya kendi özeleştirisini yapmış adeta tüm ülke günah çıkarmıştı.

    Bizim ülkemize bakıyorum daha vahim bir olay ama biz böyle bir olayın gerçekleştiğini bile 1 yıl sonra öğreniyoruz.

    Gazetelerde okuyucu yorumlarında ise: maneviyat eksikliğinden dem vurulmuş bence olayların en büyük nedeni bu maneviyattın fazlalığından kaynaklanıyor: Siirt'e bir ramazan ayında gidin ve şehirin ortasında pet şişeden su için bakalım ne olacak?..

    YanıtlaSil
  5. @adsız

    haklısın arkadaşım ramazan ayında şehrin ortasında su içilse bu olanlar olmazdı ! tey allah'ım ne kadar dengesiz adamlar var şu yoruma bakar mısın, münevver karabulut cinayetinde, sapkınlığında suçlu kimdi peki bebek halkı mı halbuki onlar suda içerler sehrin ortasında çok ilginç ...

    sorumlular hakkında en ağır yaptırımlar uygulanmalı, şerefsizler ...!

    YanıtlaSil