Türkiye'de Fatih Terim'in önce Milli Takım ama daha da önemlisi 1996-2000 yılları arasında Galatasaray'da geçirdiği altın dönem sonrasında Türk teknik adamların da talihi döndü. Artık neredeyse her spor programında "Türk teknik adamlarına yeterli şans tanınmıyor" cümlesi klasikler arasında yerini aldı.
Birçok teknik direktör kâh orada, kâh burada arz-ı endam ettiler, Süper Lig'de. Hatta gece bir takımdan istifa edip, sabah başka bir takımda soluğu bulanların sayısı azımsanacak kadar değil.
Evet, hak vermek gerekir ki, bu ülke topraklarında çok fazla yeteneksiz yabancı teknik direktör geçti. Ancak bu, hiçbir zaman yeteneksiz Türk teknik direktörlerini haklı çıkartmak için geçerli bir sebep olamaz.
"EMBESİL, TİPİNDE HAYIR YOK"
Bunlardan biri de son iki yılda yaptıklarıyla adeta yıldızlaşan, her söylemi felsefe tarihine geçecek nitelikteki Bülent Uygun. Kendine has söylemleri (embesil hakem, tipine baksan adam bile değil) ile Türk futbolunun rengarenk, boya küpü ismi Bülent Uygun'un, Şampiyonlar Ligi ön elemesinde aldığı 5-0'lık Anderlecht mağlubiyeti, O'nun teknik adamlık becerisinin sadece ülke dahilinde olduğunu da gösterdi.
TRT 1'de maçı yorumlayan Ömer Üründül'ün skor 3-0'ken "Sivasspor'un hiçbir oyun planı yok" söylemi, Bülent Uygun ve O'nun gibilerinin yetenek açısından ne denli fakir olduğunun da işaretiydi.
İte-kaka, medya gazıyla ve biraz Federasyon ittirmesiyle yaratılmaya çalışılan "Anadolu'dan şampiyon", "Üç İstanbul ekibine kafa tutan takım" imajı da, bu skorla yaldızları dökülmüş jelatin benzeri yerle bir oldu.
Çünkü bu takım Türkiye ligi gibi son derece kalitesiz, zevkten ve çekişmeden uzak liginde, kendi gibilerinden farklı hiçbir takımlara karşı futbol oynama basiretini gösteremedi. Taktik son derece basit: Kaos futbolu. Ne oynadığının önemi yok, önemli olan nasıl oynatmadığın. Nasıl olsa her maçta en zayıf -görece- takım bile pozisyon bulabilir.
KALDIĞIN YERDEN DEVAM ET
Türkiye'deki futbolun da bu derece kırılgan olmasının nedenlerinden biri bu zaten. Bu ülkedeki Bülent Uygun ve o zihniyeti taşıyanların, göz zevkini bozan, futbola uzaktan yakından benzemeyen bu oyunu oynadıkları sanrıları yaşamaları. Yazık ki, Bülent Uygun bu işten para kazanacak ve sanki bugün hiç yaşanmamış gibi hayatına devam edecek. Birileri O'na "Canın sağolsun, bu bile büyük başarı" diyecek çünkü.
Son not: Şimdi Bülent Uygun'a sormak gerekir "6 ya da 8 yemediğin için mutlu musun?"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder