Haftalardır Türkiye'de "Elano bu sistemde oynayamaz", "Elano çok abartılmış", "Elano büyük hayal kırıklığı", "Bu muymuş Elano?" teraneleri dönüp durdu.
Özellikle Fenerbahçe maçı sonrası Elano'ya yönelen eleştirilerin dozu daha da artmaya başladı. Hatta iş "Lincoln, Elano'dan daha iyi futbolcu" hadisesine kadar geldi. Hani şu yerin dibine batırılan Lincoln.
Brezilya'nın, İngiltere'yi 1-0 yendiği maçtaki yaptığı asist sonrası ise eleştiriler farklı bir yöne kaydı. "Galatasaray Elano'yu kullanamıyor", "Yedekliğe mahkûm Elano, Brezilya'da döktürdü", "Bu Elano Galatasaray 11'inde nasıl yer bulamaz" denilmeye başlandı.
Tabii bunların dışında bir de Hakan Şükür sorunsalımız var. Her zamanki, 'ırkçı' tavrıyla Elano'nun abartıldığını, değerlerimiz hikâyesi ile sırıta sırıta konuştu.
Sorun Elano'nun Galatasaray'da oynaması, yedek kalması filan değil. Belli ki, birileri rahatsız, birileri Elano'nun tıpkı Lincoln gibi üstüne gidile gidile bezdirilmesinden yana. Arda'ya gerekenler zaten yapılıyor. Sevgilisi, arkadaşları, giyimi-kuşamı, transfer söylentileri ile gencecik bir adamın üstüne yeteri kadar gidilip sinir harbi yaratılıyor.
Arda yetmiyor olacak ki, Elano da, nasibini alıyor, bu saçma eleştirilerden. Arda ve Elano; her ikisi de Türkiye'nin en yetenekli oyuncularından -Arda en yeteneklisi-. At izi, it izine karışmış durumda. Herkes ne yazsam da, bir öncesinden daha fazla saçmalasam derdinde.
Elano'nun şu anda Türkiye'de olması, üstelik Galatasaray'da olması (bence) uzun yıllar önce hayal bile edemeyeceğimiz bir durum.Bu ise bazı kesimlerin hazımsızlığını ülsere dönüştürmüş durumda.Allah onlara acil şifalar versin ne diyeyim.
YanıtlaSil