Yıl 2007 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, canlı yayında Barzani'yi kast ederek, "Bizim muhatabımız oradaki Kürt liderler değildir. Ben Merkezi Hükümetin Cumhurbaşkanıyla da Başbakanıyla da görüştüm. Bunun dışındaki bir kabile reisi ile görüşemem" der.
Aradan 4 yıl geçer, Başbakan Erdoğan Kuzey Irak'ı ziyaret eder ve Erbil Başkonsolosluğu açılışı sırasında "Değerli dostum ve kardeşim Sayın Başkan Barzani’ye, Mak-Yol Cengiz ortaklığına, mimarından mühendisinden işçisine herkese teşekkür ediyorum" diyerek, birlikte kurdele keser.
Siyaset tükürdüğünü yalama sanatıdır. Adamı kabile reisi ile aynı masaya oturturlar, üstüne "Kardeşim-dostum" dedirtirler.
İçi boş delikanlılık da bir yere kadar!
Demek ki neymiş? Boş yere efelenmeyecekmişsin, koftiden açıklama yapmayacakmışsın, haybeye delikanlılık yapmayacaksın.
bakalım bir daha davosa ne zaman gidicek ? :)
YanıtlaSilhocam bence tayyib'in yaptıklarını, tayyib'in siyasi kişiliğine indirgememek gerekiyor. burjuva siyasetinin has özelliklerindendir zaten.. "dün dündür, bugün bugündür" mantığı.. demek istediğim, bu haberi bu şekilde vermekten ziyade, akp'nin kuzey ırak'ta abd işbirlikçiliğini, barzaniciliğini artık gizlemeye gerek duymamaya başlaması olarak verilirse, daha genel bir çerçeveye oturtmuş oluruz fotoğrafı. bu nedenle, geçmişte ne söyleyip bugün ne söylediği arasında farkı ortaya koymak, bunu afişe etmek çok önemli ama bunun anlam kazanabilmesi için bu tavır-tutum değişikliğine sebep olan etmenleri analiz etmek, açıklamak gerekiyor. Bunu yaptığımız takdirde bugün neden bu tavrı-tutumu takındığını anlayabilmemizi ve buna karşı söz söyleyebilmemizi sağlayabiliriz, ki asıl mesele budur. AKP eleştiriciliğini, muhalifliğini politik bir zemine taşımak diyebiliriz buna, sanırım. selamlar..
YanıtlaSil