Konu, gündem her şey futbol haline geldi. Geyikleri bir kenara bırakırsak, çok rahat bir biçimde söyleyebilirim ki, içim Fenerbahçe'nin küme düşürülmesini istemiyor. Senede iki tane maç bekliyorum. 6 da yesek, 4 de yesek, yensek de yenilsek de sorun değil. Fenerbahçe maçlarından aldığım hazzı diğer karşılaşmalarda alamıyorum. Bunda Avrupa'dan uzaklaşmanın da payı yok değil tabii.
Aklı selim Fenerbahçelileri bu yazının dışına ayırıyorum. Efendice, gerçekten takım aşkıyla, çocuksu bir sevgiyle takımlarına bağlı olanlar, "Yapıldıysa versinler cezayı" diyenleri hayranlıkla izliyorum.
Ama bir güruh var ki, 'yüz surat Hacı Murat' kıvamında, ortada dönenleri tamamen yok sayarak, "Şerefsizsiniz", "Bu hesabı ödeyeceksiniz" diyerek, diğerlerini suçlama peşinde.
Bir de Mehmet Demirkol gibi, "Çünkü futbolun unsurları, markaları, herbir bireyi aklanana ya da düzen temizlenene kadar futbol oynamanın ve oynatmanın kimseye bir yararı olmaz. Ligler durdurulsun" diyenler var.
Buna ne denir bilmiyorum. Bugün yazdığı yazıyı 4 kez okudum. Her okuduğumda başka anlamlar çıkarttım. Ama, gözünü seveyim birader "Futbol durdurulsun" ne demektir? Bu mudur adalet, bu mudur futbol sevgisi, aşkı?
Şimdi biz bu mantıkla, sokaklarda hırsız var diye, tüm sokakları mı kapatalım, kimse dışarı çıkmasın mı?
Ayrıca, Fenerbahçe esas oğlan, diğerleri figüran mıdır? Herkes onlar için var yani öyle mi?
Hakikaten hastalıklı düşünceler bunlar. Objektifim, tarafsızım diyen adamlar, sonbaharda sararmaya başlayan çınar yaprağı gibi dökülüyor. Bir kişi çıksın söylesin arkadaş "Bunu her kim yaptıysa cezasını çeksin" desin. Yapan cezasını çekmeyeceği gibi, yapmayana ceza kesilecek, futbolu durdurarak. Bu sonsuz savunma hali, bir noktadan sonra akıl sağlığını tartışılır hale getiriyor.
Fenerbahçe'nin 'sportif' yazarları henüz topa girmedi. Hiçbiri ne televizyonlara çıkıyor, ne de köşelerden yazıyor. Öylece, olan biteni izliyorlar. Şu olaylar sona erdikten sonra ne diyeceklerini merak ediyorum. Esen rüzgâra bakıldığında, "Aman canım eğer Aziz Yıldırım yapmışsa da ceza ona kesilsin, takıma niye ceza veriliyor" savunması ortaya çıkıyor.
Haklı adamlar! Aziz Yıldırım aslında bu yaptıklarıyla, başkanı olduğu kulübe sadece bir şampiyonluk kazandırmıştır. Ne önemi var ki, birilerinin 45 haftalık emeğinin! Parası neyse verir nasılsa.
Dünya mal, biz akıllıyız a.k. Herkes şike yapanı küme düşürüyor, bizde sadece başkanına ceza vereceğiz, takıma da şöyle -10 ila -15 arası bir puan cezası verdin mi adalet yerini bulur. Ama tabii bu cezalar verilene kadar, ülkedeki tüm futbol müsabakaları durdurulsun.
Çok açık ve net söyleyeyim: Fenerbahçe'siz bir ligi istemiyorum. Laf ederim, dalga geçerim, öfkelenirim ama bunu kulübün tüzel kişiliğine değil, kişilere yaparım. Fakat son yıllarda öyle bir döngü oluştu ki, Aziz Yıldırım'a laf edince sanki anasına küfredilmiş, götüyle top durduran Volkan'a laf edince sanki sülalesine küfredilmiş gibi hissediyor insanlar.
Hadi diyelim; küme düşürülmedi, içine sinecek mi? Rahat rahat dolanabilecek misin ortalıkta? Hiçbir şey olmamış gibi futbol mu konuşacaksın?
Lastik patladı, kamyon devrildi. Bir taraftar olarak, bu ahlâksızlığa kimse ortak değildir. Tabii bu ahlâksızlığa kılıf aramayanlardan, sağa solu saldırmayanlardan söz ediyorum.
Tüm bunların dışında; salonlarda Bank Asya müziği çalanlarla, götüyle top durdurunlarla, stat ortasında hindi şov yapanlarla, "Ananın amı Galatasaray" diye bağıran futbolcularla, Ünal Aysal'ın kararını, Uğur Uçar'ın şike parasını almamasını yan yana getirince 'Galatasaraylılık güzel şey' diye geçiyor içimden. (Sadece şu cümle için kaç kişi laf sokacak merak ediyorum)
Aslında söylenecek çok şey var ama insanlar kırgın ve kızgın. İç sesleri, kimin haklı kimin haksız olduğunu söylüyor. İnsanlar, senelerdir inandıkları pek çok masalın bitmesinden rahatsız. Hep başkalarına yönelttikleri suçlamalar, şimdi kapılarını çalmış, onlar da anahtar deliğinden gözetleyerek, kapıyı açsam mı açmasam mı diye düşünüyorlar.
Şu oyunun güzelleşmesi için Aziz Yıldırım'ın arkasında olmayın, doğrunun yanında olun. Doğru Aziz Yıldırım'sa zaten, arkasında durmuş olursunuz.
Ortaya çıkan sonucu merakla bekliyoruz, bundan sonra da konuyla ilgili tek kelime bile yazmayacağım hiçbir yerde. Temmuz 15'te verilecek karardan sonra, bir şeyler söylenir elbet.
Gönlüm el vermiyor ne demek? Şu durumda biz olsaydık vur abalıya durumuna düşmüştük. Rıdvan falan tv'lerde vay ahlaksızlar naraları atıyor, spor programları el birliği ile düşürülmemiz için kampanyalar düzenliyorlardı. Aziz Yıldırım 2 güne bir çıkıp bunu yapanların cezasını Federasyonun verecek, vermezse biz biliriz yapacağımızı diyecekti. (Merdiven de Merdiven diye tutturan bir adam eline böyle koz geçse neler yapacağını öngörmek çok zor olmasa gerek)
YanıtlaSilBir daha lig tarihinde böyle bir olayın yaşanmaması için acilen küme düşürülüp ağır cezalar verilmesi gerekiyor. Başka türlü bunu temizleyemezsin. Belki Fenerlilerde daimi var olan biz farklıyız, tekiz duygusu biraz törpülenir, efendi gibi geri dönerler.
O yüzden eğer bunca olaydan sonra düşürülmezlerse bi daha ligi izlmenenin de tadı olmayacağını düşünüyorum.
Galatasaraylılık güzel şey , eğer bir gün küme düşersek bu ligde sonuncu olduğumuz için olsun.
YanıtlaSilEline sağlık. Beni gururlandıran, konuya sağduyulu yaklaşan Galatasaraylılar, Ünal Aysal gibi, senin gibi. Borges de sağlıklı bir yazı kaleme almış, tavsiye ederim.
YanıtlaSilbizim galatasaraylı olarak sakin ve yorumsuz durumumuz, baskan Aysal'ın aciklamalari Fenerbahçelileri zaten yeterince cileden cikariyor. Dogrudur bu olay bizim basimiza gelse muhtesem fener medyasi bizi simdiye kadar ligden dusurmustu. Ama bizim farkimiz bu degil mi zaten? Galatasarayli olmak bu yuzden guzel degil mi zaten? Dedigin gibi dogrunun yaninda olmak zamanidir. Kim yaptiysa bu serefsizligi ve emek hırizligini sonuna kadar cekmeli cezasini... Sagduyulu yaklasimin icin seni yeniden tebrik ederim... Ama bir taraftan da unutmamak lazim ki bu lig fenerbahce icin kurulmadi...
YanıtlaSilBen içimizdeki pisliklerden arınmamız gerektiğini düşünen bir fenerbahçeliyim. Bunun yolu düşmekse sorun yok. Anca ben yazıdaki şu son bölüme takıldım.Galatasaraylılık güzel şey derken hep iyi örnekleri yazmak kötüleri es geçmek kısmına.Sadece şunu söylemek istiyorum (sanırım yaşça da büyük olduğumdan uzun zamandır ligi takip eden biri olarak) Yok aslında birbirimizden farkımız. Yorumu yayınlamazsan da canın sağolsun.
YanıtlaSil@ mcakar; herkes var tabii ki. şu blogda en az 20 kere yazmışımdır bunu. bu pisliğin içinde herkes var. ayrıca neden yayınlamayayım, olur mu öyle şey
YanıtlaSil