Nereden başlamak lazım bilmiyorum. Futbolun ağzına sıçtılar. İzlemek artık işkence halini aldı. Sahadaki futbolu izlemek için her televizyonun karşısına geçtiğimde, kendime lanet okuyorum.
Önce bir onu yazayım. Mehmet Ali Aydınlar ve Fenerbahçe yönetimi, iyi polis, kötü polisi şahane oynadı ve Etik Kurulu'nun "Şike yapılmıştır" raporunun yeniden kaleme alınması için fantastik bir oyun oynadı.
Bana kimse Fenerbahçe'nin bir ay içinde 58. madde konusundaki tavır değişikliğini açıklayamaz. Gerçi pek çok embesil, "Biz değişmesine hep karşıydık" diye kendisini avutuyor. Nihat Özdemir zaten kulübün 2. Başkanı değil, tuvalet temizleyicisi değil mi? "Değişmezse Türk futbolu batar" muhabbeti, bir ay içinde "Değişmesini istemiyoruz"a geldi.
Amaç TFF ve tüm kurullarını düşürerek, Etik Kurul'dan 'temiz' bir rapor almaktı. 3 embesilin istifasının nedeni budur. Topu da UEFA ile Helvacı'ya salladılar ve işin içinden sıyrıldılar.
Göreceksiniz yeni seçilen (Başbakan'ın seçeceği isimler) Etik Kurul, yenii bir rapor hazırlayacak ve "Şike yoktur" denilecek. Al sana 'Türk usulü temizlik!' Misler gibi arınacaklar bu süreçten. Tabii, UEFA eğer tüm Türk takımları ve Milli Takıma ceza verirse, ne şiş yanacak ne kebap. Demirören'in Akşam gazetesine verdiği "Hiçbirimiz Avrupa'ya gitmeyelim" demecini hatırlarsanız, ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.
Böyle bu ülke, yapılabilecek bir şey var mı? Vardı tabii ama geçmiş olsun. Şikeciler sokak sokak miting düzenlerken, temiz futboldan dem vuranlar götünü devirip, sonucu bekledi. Alın size sonuç, güle güle götümüze sokalım. Bu şerefsizliği içine yediren varsa da, helal olsun.
Meral'e ana avrat küfür etmeden önce eğri oturup, doğru konuşmak lazım. Baros, Melo ve Ujfaluši gördükleri tüm kartları itirazdan görüyorlar. Arkadaş, hırslı olmak iyidir, hoştur da, lisede sınıflararası futbol turnuvası yapmıyorsun ki, profesyonel futbolcusun, yarak gibi de para alıyorsun.
Her beğenmediğin, her aleyhine kararda, haklı da olsan bu kadar saçma sapan itiraz edilmez. Bir değil, iki değil. Sürekli aynı bok. Her an hangisi atılacak, hangisi kart görecek diye götün ağzında bekliyorsun. Bu kadar sinir, hem zarar veriyor, hem antipatik gösteriyor takımı.
Puan kayıplarından bağımsız olarak konuşacağım, haftalardır kazandığımız maçlar dahil iyi oynamıyoruz. Samsun'da başladık, Antalya'da devam etti. Erken form tutma olgusuna inanmışımdır. Lige iyi başlayan takımlar, ne yazık ki, sonunu getiremez. Umuyorum böyle bir durum yoktur. Gerçi siktiğimin ligi, New York maratonundan beter.
Ben futboldan çok anlamam, o yüzden bir orta saha oyuncusu alınsın diye götümü yırtıyorum. Gelen adamlar Yiğit Gökoğlan ve Necati. Yiğit Gökoğlan takıma girebilmiş değil, Necati'nin de kurban edileceği daha imzayı atmadan belli oldu.
Lan, bak hatırladım yine sinirlendim. Tribündeki yavşaklar ahkâm kesiyor, 'bilmem kim gelmesin' diye. Sonra büyük kulübüm diye ortalarda dolanacaksın. İtler, götler posta atar hale gelmişse, sikerler öyle büyüklüğü. Bu yavşakları spatula ile kazıyacaksın tribünden. Bunlar asalak çünkü, futbolcudan haraç alır, vermezsen Necati gibi havaalanında herkesin içinde yumruklanırsın. Sonra attığı onca gole rağmen, bu piçlere esir olup gönderirsin.
Bunlar tribünde adam bıçaklar, insanları tehdit eder, sağda solda "Galatasaray'lıyım" diye gezinir. Siz seviyorsanız, ben nefret ediyorum o Galatasaray'dan.
Gelelim orospu Meral'e. Bu herif ligin açık ara en kötü hakemi. Kasımpaşa maçını hatırlamak yeter. Öyle bir pozisyonu görememek gibi bir ihtimal yok. Bu maçın da ağzına çabucak sıçtı. Musa Nizam'ın Selçuk'a arkadan abanmasına penaltı veremedi. Melo'nun kullandığı penaltıyı zaten yardımcı verdi. İkinci yarıda Selçuk'un ceza alanı içinde düşürülmesini esgeçti. Kırmızıya bir şey diyemiyorum, muhtemelen Baros küfür etti ve o yüzden verdi.
Böyle sahada, bu oyunla, orospu Meral'le puana dua edelim. Antalyaspor böylesi iğrenç bir futbol oynamasa 3 puanı alır, evine öyle dönerdi ama heriflerin futbol denen oyunu oynamaya niyetleri yok.
Not: Yazarken unuttum, Orospu Meral'in bir de oğlu var. İsmi Ömer.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder