17 Şubat 2012 Cuma

Yalana ve yemeye doymuyorlar

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, 11 Nisan 2011'de, "Kanser Haftası" dolayısıyla Rixos Grand Otel’de düzenlenen sempozyumda yaptığı konuşmada, "Kanserin korunma ve tedavi kısmıyla ilgili çok büyük kolaylıklar sağladık. Bugün Türkiye’de bütün kanser türlerini ücretsiz olarak tedavi ediyoruz. Bu dünyanın en zengin ülkelerinde bile görülmüyor."

Yorum yapmak istemiyorum ama her yalan söylediklerinde Pinokyo gibi burunları uzasa, bu iktidarda herkesin minimum 10 metre kadar burnu olurdu. Her panelde, her televizyona çıktıklarında sıktıkça sıkıyorlar, yalanın dibi yok. "Eskiden böyleydi, biz geldikten sonra"nın kıçına sıralayabildikleri her tür yalanı söylüyorlar.

Al sana Manisa'da 18 yaşındaki Aykut Can'un durumu. Tesadüf eseri lösemi olduğunu öğreniyor. Hastaneye yatırıyorlar, 1.5 ay boyunca kalıyor.

İki yıl boyunca tedavisine devam ediliyor. Manisa'daki Dericiler Sitesi'nde bir arıtma merkezinde işçi olarak çalışan babası, muayene giderleri ve ilaçlarına para yetiştirememeye başlıyor bir süre sonra.

Oğlunu ölüme mi gönderecek Emekçi Mehmet Abi. Tedavi masrafları için cebinde para kalmayınca, kredi kartlarından karşılamaya çalışıyor. Borçlar artıyor, artıyor ve 5 bin TL'yi buluyor.

Mehmet Abimiz, 5 bin TL'lik kart borcunu ödeyemediği için Salı günü cezavine giriyor.

Eşi cezaevine girdikten sonra, sigortası olmayan tedavi masraflarını karşılamak için Aykut'un annesi Aysel Can çalışmaya başlıyor.

Kanser dediğin boktan illette en önemli tedavi moral. Aykut, "Beni en çok yıkan olay babamın cezaevine girmesi. Lütfen babamı cezaevinden çıkartın" diyor. Bu moralle nasıl iyileşecek ki bu çocuk.

Devletin başındakiler yalan söylüyor. Üstelik kendi yurttaşının kanı, canı üstünden yalan söylüyor. Vicdanlı, şirin insanlar gibi görünüp, alabildiğine gaddar ve hain davranıyorlar herkese. Ama işte, bir gün o vicdana ihtiyaç duyacaklarını unutuyorlar.

Yedikçe yiyorlar. Daha fazla yemek için daha başka yalanlar söylüyorlar.

Şu çocuğa bir şey olursa, nasıl hesap vereceksiniz?
Oğlunun yaşama tutunması için üç kuruşluk borç için cezaevine giren babanın hesabını nasıl vereceksiniz?
Çalışmak zorunda bırakılan o annenin gözyaşlarının hesabını nasıl vereceksiniz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder