30 Aralık 2009 Çarşamba

Biz bize benzeriz

En baştan eteğimdeki taşı dökeyim sonra taarruza geçeceğim. Bu blog hadisesine girmeden önce öyle takip ettiğim bir blog filan yoktu. "Zaten işim başımdan aşkın" cümlesiyle işin içinden sıyrılmayacağım ama bir taraftan da öyleydi.

Bir Temmuz akşamı evde otururken, "Niye olmasın ki?" dedim, oturdum yazmaya başladım. Tabii yazdıktan sonra sağı-solu takip etmeye başladım. Şahane işler yapan insanlar var tabii, tek-tek isim-isim vermeye gerek yok. Zaten arada sırada 'takip edilmeli' diye burada da yazıyorum.

Neyse, aslında söylemek istediğim bu değil, başka bir şey. Artık konunun özüne gireyim. Bunu "Blog söyleşileri" hadisesinde yazacaktım ama sivri adam görüntüsünün tepe noktalarında görünmek istemediğimden "Bırak" dedim.

Bir kelebek etkisi söz konusu oluyor bloglarda zaman zaman. Elbette, konu futbol olduğunda benzerlikler olabilir fakat bazen öyle şeyler oluyor ki, çok net biçimde birinin yaptığı ya da yazdığının farklı versiyonları, birdenbire türeyiveriyor.

Misal 'Blog söyleşileri'. Ben, yazanın kim olduğunu, nasıl biri olduğunu filan önemsemiyorum. Belki normal hayatta elini sıksam o an nefret edeceğim biridir ama adam döktürüyordur kelimeleri, belki de tam tersi. Ancak birçok kişi merak ediyor olmalı, blogların sahipleri kimdir, nedir, necidir, ne değildir, neyi sever filan. Bu iş zaten Türk halkının bu denli magazin sevmesinin de nedenlerinden biridir, ya o kadar derine inmeyelim.

Biri blog söyleşi yapıyor, bir bakıyorum; pek çok kişi söyleşi yapmaya başlamış. Sakın kötü anlamda eleştirdiğim sanılmasın, cidden böyle bir niyetim yok. Kişisel olarak, ben bir yerde bir yazı bile görsem yazmaktan imtina ediyorum, çekiniyorum. Tabii ki, herkesten benimle aynı tepkileri göstermesini beklemiyorum.

Son günlerde de 2000-2010 arası envai çeşit; karşılaştırma, değerlendirme, en iyi ve en kötü 11'ler gibi postlarla karşı karşıyayız. "Sana ne kardeşim okuma" diyen varsa, zaten okumama yolunu seçiyorum.

Özgün olmak, yaptığınız her işte sizi farklı kılar, benzerlerinizden ayırt etmeye yarar. Özellikle ayırt edilmek için çaba göstermekle karıştırmamak gerekir, özgünlüğü. Zaten o yüzden bazı yazarları seviyoruz, bazılarını sevmiyoruz.

Verilen emeğe, düşünceye sözüm yok ama iğneyi kendine çok görürken, başkalarının böğrüne çuvaldız sokmamak gerekir.

Yok, hayır bir de, bu kadar birbirimize benzersek yaşanmaz bu dünyada.

3 yorum:

  1. @ benjcev; valla al sana farklı fikir :) ama biz yaparsak popüler olmaz. popüler olması için, en çok okunan bloglardan birinde insanların görmesi gerekir :)

    YanıtlaSil
  2. haklısın abi, biz anca telefonla bağlanan, ismini vermek istemeyen seyirci oluruz.

    YanıtlaSil
  3. Şu sıralar gerçekten nereye girsem 10 yılın bilmem nesi muhabbeti var. Bir okurun okuduğu bir yazıdan etkilenmesi noramal ama herkeste aynı şeyi yazar mı yahu.. Şimdi de Euro 2016 ve Saraçoğlu muhabbeti çıktı başımıza.

    YanıtlaSil