7 Aralık 2009 Pazartesi

Serdar Ortaç'tan 'açılım türküsü' beklentisi

Yıl 1999; dönem gereği Türkiye'de havanda su dövenlerin milliyetçilik tavrı pek gelişmiş.

Magazin Gazetecileri Derneği'nin gecesinde Ahmet Kaya, "Yeni albümüme Kürtçe şarkı koymak istiyorum ve bir de klip çekeceğim" der. Demesiyle de, kızılca kıyamet kopar. Çatal-kaşık-bıçak fırlatanlar, en basit ve en iğrenç şoven milliyetçilik hamasetiyle mikrofonu eline alıp 10. Yıl Marşı söyleyenler ve neredeyse Ahmet Kaya'yı linç edecek, ortak bir tavır (!)

Aradan 10 yıl geçti, zaman 'demokratik açılım dönemi'. O gün sahneye yırtık dondan fırlar gibi çıkanlar, bugün konjonktür gereği başka şeyler söylüyor. Tabii ki Serdar Ortaç'tan söz ediyorum.

Çok pişmanmış o gün yaptıklarından, genç ve de cahilmiş. Her Türk genci gibi gaza gelmiş. (Her Türk genci nasıl gaza geliyorsa). Aslında o gece Ahmet Kaya'nın Kürtçe şarkı söylemesine izin verilmeliymiş (Ahh, çok teşekkürler iznin için)

Serdar Ortaç'ın Milliyet gazetesindeki röportajında bomba cümleler bundan sonra başlıyor. "Bugün aynı şey olsa böyle bir tepki asla göstermem. Şimdiki hükümetimiz bize birlikte yaşamayı öğretiyor. Bunu anlamamızı gerçekten istiyor. Osmanlı İmparatorluğu’nda nasıl onca millet bir arada yaşadıysa, ABD’de o kadar etnik grup bir bütün olabiliyorsa biz de başarabiliriz. Başarmalıyız."

Vay Serdar vay. Seni ılımlı insan, seni Türk müziğinin uslanmaz ve ele avuca sığmaz harika-afacan çocuğu. Demek "Hükümetimiz bize birlikte yaşamayı öğretiyor". Bundan önce birlikte yaşamayı bilmiyorduk ancak ve ancak yeni yeni öğreniyoruz birlikte yaşamayı.

Bayrak direğindeki bayrak karakterindeki adamların ileri gelenlerinden biri Serdar Ortaç. Rüzgârın yönüne göre ne tarafa doğru dalgalanmayı kısa zamanda öğrenen bu tiplerin en büyük özelliklerinden biri de; katı halden sıvı hale, sıvı halden katı hale çok çabuk geçiş yaparak, bulundukları ortamın şeklini ve hacmine kavuşmaları.

Kendisinden bir an önce 'demokratik açılım türküsü' bekliyorum. Şöyle göbek üstünde dilim dilim Diyarbakır karpuzu da olursa döneme denk düşer, tadından yenmez. Hatta türkü Kürtçe olursa, Diyarbakır karpuzuyla birlikte daha bir lezzetli olur.

7 yorum:

  1. Seninde hükümetininde... valla insanın ağzını açtırıolar. Adi adam! Ahmet Kaya'ya vatan haini dedin kaşık,çatal fırlattın aradan 2 ay gerçti asker kaçağı olduğun için mahkemelerde yargılandın! Asıl hainler hala konuşuyo ya orada burada tav oluyorum valla...

    YanıtlaSil
  2. ya bu adam, el attığı her işte sıçmakla kalmayıp sıvamak zorunda mu ya?

    siyaseti, şarkıcılığından daha kötü.

    yalvarıyorum, sadece şarkı yapsın bu adam. bakın, ne büyük fedakarlık yapıyorum.

    YanıtlaSil
  3. @ benjcev; gerçekten büyük fedekârlık istediğin. hatta çok büyük

    YanıtlaSil
  4. Bu haberi duyunca gerçekten çok güldüm.

    Aynı "yazın buzlu ayran,kışın salep satılır" diyen seyyar satıcılar gibi.
    O zaman faşistlik iyi satıyodu,şimdi de açılımcılık(politikaya yeni bir terim kazandırdım) iyi satıyor.
    Fırsatları kaçırmıyor abimizde...

    Ulan acaba bu adam gençliğinde işportacılık falan yaptı mı ki diye düşünmeden edemiyorum?

    YanıtlaSil
  5. ''Tabela Sanatçıları'' efendim bunlar bırakınız geçsinler :)

    YanıtlaSil
  6. zeytin ve karpuz satıyormuş...

    YanıtlaSil
  7. Ahmet Kaya'yın hayaleti dun Beytepe'deydi. Hacettepe Bahar Şenliklerinin son gununde Serdar Ortac sahne alacaktı; aldıda. Ancak ilk şarkısının ardından çatal, yumurta ve su ile protesto edildi ve konseri iptal edildi. Protestocular Ahmet Kaya diye bağırıyorlardı.

    YanıtlaSil