14 Aralık 2009 Pazartesi

Maç yazısı az sonra....

Son günlerde sağda-solda sıkça rastladığım bir durum. Bir fotoğraf koyup, altına "Maç yazısı az sonra" ibaresini koyuyor, bazı bloggerlar.

Benim açımdan, birtakım embesil haber portallarında yer alan, sadece tıklamaya yönelik hareketlere benziyor. Lafa gelince sağa-sola ağzına geleni söyle, her önüne geleni eleştir sonra birebir olarak onların yaptığını yap.

Yazını yarım saat sonra yayımlasan ne olur? Mutlaka bunu mu yapman gerekiyor? Nerede kaldı senin, o cinliğe girmemiş saflığın, yazmaktaki karşılıksız beklentin? Haa, bir karşılık beklentisi varsa o ayrı ama kusura bakmasın bunu yapan arkadaşlar milleti keriz yerine koymak da hoş değil.

Kendi açımdan, bunu gördüğüm hiçbir bloğu takip etmiyorum. Onların umrunda olduğunu sanmıyorum tabii ama bu bir refleks olmalı. Toplumsal olarak tepkisizliği yegane tepki aracı olarak kullanan biz Türkiye sınırları içinde yaşayan insanlar, bu noktada da tepki göstermiyoruz. Hatta bir süre sonra virüs gibi yayılıyor bu durum.

Aslında önce fotoğraf, sonra yazının "Az sonra" kısmı, daha sonra yazının girişi, gelişmesi, sonucu filan konulmalı ki, ayrı bir hava katsın. Böylece 'tık'a doyar blog yazarı.

Ya yemin ediyorum, her şeyi kıçımıza benzetiyoruz, ve sürekli kıçımızdan da şikâyet ediyoruz. Vallahi süper mal ötesi bir toplumuz. Her türlü kötülük, olumsuzluk virüs hızında yayılıyor.

Gazeteler milleti keriz yerine koyar, televizyonlar milleti sığır yerine koyar, internet siteleri milleti öküz yerine koyar. Sonra tüm bunlardan bunalmış insanların bulunduğu hijyenik ortam (Benim kişisel iddiam değil), aynen bu kitle-iletişim araçlarına benzer.

1 yorum:

  1. Şu ana kadar denk gelmedim. Ya takip ettiğim bloglar bu şekilde yazmıyor. Yada ben o yazılarına denk gelmedim. Televizyonlardaki reyting ölçümlerinde üst sıraları ele geçirebilmek için bir programı 3'e 4'e bölüp, bunların her hangi birinde üst sırada yer alarak reklam pazarından büyük pay alan veya almaya çalışan uyanıkları bilirdik de,blogu tıklansın diye bir yazıyı 2'ye bölüp yayınlayan uyanıkları bilmezdik. Bunu da duyduk, öğrendik.

    YanıtlaSil