Evet, birtakım romantik hayaller kurulsa da, "çeşitli renkleri içinde barındıran bir ülkeyiz" söylemleri söylenedursa da, bu toplum çok net biçimde ayrışmıştır.
Bugün çok ufak bir azınlık dışında kimse, birarada yaşamaktan söz edemez. Artık birarada yaşamak ütopya haline dönmüştür. Evet, birlikte yaşıyoruz ama zorunluluktan yaşıyoruz. Toplumun birçok katmanında birbirinin boğazını sıkacak insanlar durumuna geldik.
Dikkat edin, sokakta, otobüste, minibüste etrafınıza iyi bakın. Artık herkes birbirine şüpheli gözlerle bakıyor.
Birarada yaşayamayacağımızın en belirgin örneğidir, birbirimizin acılarına birlikte gözyaşı dökmememiz. Bugün 7 şehit askerin cenazeleri toprağa verilirken, ülkenin başka bölgelerinde Öcalan protestoları hız kesmeden sürüyor.
Acıyı paylaşmak, birlikte gözyaşı dökmek önemlidir, benim açımdan. Geldiğimiz noktada artık bunları paylaşamıyoruz. Birbirimize nefretle bakıyoruz, içten içe kin besliyoruz.
Ben ümitvar değilim birlikte yaşayabilme noktasında. Keskin ve belirgin noktalarda ayrıştırıldı bu toplum. Şu an birlikte yaşadığımıza kimse bakmasın, tamamen bir zorunluluk hali, bir mecburiyet durumu. Tehlikeli günler bizi bekliyor. Çok büyük olaylara gebe Türkiye. Kanlı mı olur kansız mı bilmiyorum.
Çok daha fazla fikrim var ancak bu kadarını yazıyorum. Yazmaktan korktuğum için değil. Biraz daha bekleyip görmek gerekir, gerginliğin gideceği noktayı...
Not: Bu blogda ne zaman siyasi çizgide bir yazı yazılsa, sonrasındaki birkaç günde insanlar gelmeye korkuyor gibi bir tavır sergileniyor. Başta da söylediğim gibi burada sadece futbol ya da spor yazısı görmeyeceksiniz. Böyle beklentisi olan arkadaşları, bir daha uğramamaya davet ediyorum. Gölgesinden korkan insanlardan hoşlanmam.
Macunu tüpten çıkardılar içine sokamazsın tabii bir daha! Sokmak isteyen de yok zaten. Bunlar tamamen dış ülkelerin oyunlarıdır. Bu hükümetin ne kadar pasif, beceriksiz, hedefsiz, ahlaksız olduğunun en büyük kanıtıdır.
YanıtlaSilÖnce Ergenekon dediler içini doldurmadan ne olduğu anlaşılmadan duruşu herkesce bilinen suçsuz insanları içeri attılar. Böylece bu günlerde olan olayları yorumlayıp sakinleştirecek insanları bu saçmasapan davayla meşgul ettiler. Aradan 6 ay geçtikten sonra içi boş ama herşeyi de içeren yalandan bir iddianame hazırladılar.
Sonra durduk yere adını bile koyamadıkları bir Kürt sorunu, Kürt açılımı, Demokratik açılım adı altında sanki koca ülkenin tek derdi buymuş gibi ortaya laf attılar hala ne olduğu belli değil ama millet birbirine girdi. Yani AKP nin de bir takım hedefleri vardı onlar da farkında artık olaylarının boku çıktığının ama bu nasıl bir baskıysa yapıyorlar efendilerinin her dediklerini... Önce bütün ülkenin üretim sahalarını yabancılara sattılar. Borç içindeki ülkeyi bundan sonra tamamen mahkum ettiler. %20 faizle dünyada en yüksek faiz oranı ile borç alan ülke durumundayız. Kimse farkında değil. Bu borç o kadar büyüyecek ki belki de bunlar iyi günlerimizmiş diyecek duruma geleceğiz. Her şeyi özelleştirdiler. Özel sektörde parasını alabilen kendini şanslı addediyor.
Doğunun petrol denizi olduğu Amerika'nın uydudan çektiği fotoğraflarla belgelenmiş. Ama buna rağmen dünyanın en pahalı petrol ürünlerini biz satın alıyoruz. Bu koyun sürüsü cahil halk ne zaman uyanacak? Her şey ortada her şey belli... Politika konuşmaktan yazmaktan çekinen ve korkan bir halk geleceğinize hazır olun. Dinleniyoruz diye konuşmayın yazmayın. Koca Türkiye Kürtler kadar tepki gösteremiyorsa zaten konuşmaya değmez. Bok içinde yüzeceksiniz siz tepki göstermeyin hala... Bu olanlar AKP hükümetinin dış ülkelerce Türkiye Cumhuriyeti'ni yok etme planının sadece bir parçası ve aşamasıdır. Bu olaylar oluyorken hala futbol konuşmak bile cehaletin en büyük örneğidir bence....
Belki dediğimin olması çok zor ama bir mucize olur da umarım ayrışmayız.
YanıtlaSilBen buradayım demeye geldim.Yapacak yorum bulamıyorum.Zaten yorum yapsam da kaale alınmaz,altı üstü bi lise öğrencisiyim,Üzüntüyle seyrediyorum sadece...
Ben de aslında bu konuyu sana soracaktım ilk fırsatta iyi oldu değindiğin.
@saunders 82
Çok haklısın,böyle bir dönemde bile futbol konuşuyoruz ya,daha ne diyim ki ben kendime...