Türkiye böyle bir ülke. Yani daha çok sesi çıkanın, haklı gibi göründüğü bir ülke. Fenerbahçe Kulübü Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu, Efes Pilsen'in Beko Basketbol Ligi final serisinde toplu halde doping yaptığını açık açık dile getirdi.
Oysa herkes Abdi İpekçi'deki linç gösterisini unuttu. Sahaya dalan yüzlerce 'taraftar' unutuldu. Soyunma odalarında tartaklanan oyuncular unutuldu. Sahanın ortasında yapılanları herkes unuttu değil mi?
Gazeteci Kemal Belgin, konuyla ilgili iki yazı yazdı. Önce Kasbars Kambala şimdi de dönemin Fenerbahçe Voleybol Takımı kaptanı Burak Hascan konusunu dile getirdi. Kişi, karşısındakini suçlamadan aynaya bakmalı ama hakim zihniyet bunu görmezden geliyor.
Futbolda yan yana maç izlenilen dönemler sonrası yaratılan fanatizm ve düşmanlık basketbola aşılanmak isteniyor sanırım. Sanki bilinçli gibi, izlenirliğini artırmak, gelirlerin fazlalaştırılması için körükleniyor.
Fenerbahçe Kulübü'nün zaman zaman uyguladığı bir tercih bu. Dün futbol, bugün basketbol, belki de yarın başka bir branş. Ateşle imtihan gibi. Başkalarını tutuşturmak için elinde tuttuğun meşale gün gelir seni yakar ama farkındalıktan uzaklar.
Kişisel olarak, bir kez bile doping yapan sporcunun kariyerinin sonlandırılmasından yanayım. Bu yazılanlar Kerem Gönlüm'ü haklı çıkartmak adına değil. Fakat eğer birilerini suçlayacaksanız, önce kapınızın önünü süpürmeniz gerekir.
Fakat bu iş başka, bambaşka nüveler barındırıyor bünyesinde. Birkaç seneden beri, alkollü içecek olan Efes Pilsen'in spordan uzaklaştırılması isteniyor.
Ülker-Fener birlikteliği ve Ülker'in Galatasaray ile Beşiktaş'a sponsor olmasındaki amaç, sportif anlamda Türkiye'de varolan Efes Pilsen hegamonyasını kırmak değil, sponsor olarak Efes Pilsen markasını basketboldan uzaklaştırmak.
Kemal Belgin demiş adam :)
YanıtlaSil