Bu ülkede insan hayatı, işte bu kadar önemli. Her an bir toplu taşıma aracında, sizden alınan eşek yüküyle vergiye rağmen ölme riskiniz oldukça yüksek.
Çünkü 50 kişinin taşınabileceği otobüste 120 kişiyle gidersiniz, 150 kişilik metrobüste 350 kişi gidersiniz. Auschwitz'e götürülen Yahudi misali taşınıyor, bu ülkede insanlar.
Her sabah, işine gitmekte ya da okuluna gitmekte olan insanlar yüksek ölüm riskiyle karşı karşıya. Hiçbir insani unsuru barındırmayan bu koşullarda hayatta kalabilmek mucizeyle eşdeğer.
Ateş düştüğü yeri yakar. Yarın o araçta benim, senin, ya da bir başkasının babası, annesi, kardeşi, çocuğu ölebilir. Şimdi kafamızı bile çevirip bakmadığımız, dikkat etmediğimiz bir olayın acısını ancak kendimiz yaşadığımızda anlayabiliriz.
Hiç kimsenin değeri yok bu ülkede. Şeref, onur, erdem gibi değerlerden uzak birtakım yöneticilerse, hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam etmekte.
deveye sormuslar... neden boynun egri? cevabi hepimiz biliyoruz sanirim
YanıtlaSil@ tenten; ne yazık ki haklısın
YanıtlaSilYazık ya.
YanıtlaSilbr kere binmiştim gecenin bi yarısı o rezilligi hiiç unutamam kusanlar bi yanda les gibi kokanlar kalabalık desen nagra atıyo.Hınca hınc dolu rezillik..
ASY'deki maçlardan sonra nasıl rezalet olduğunu da biliyoruz zaten. Maç var ondan dolu, iş saati ondan dolu, x oldu ondan dolu. Ben daha boş ulaşım aracı görmedim ne İstanbul'da ne Ankara'da. Hadi Ankara'yı artık saymıyoruz...
YanıtlaSilBu ölümlerden ziyade bir de hırsızlık vakaları var. Tallinn maçından sonra bir arkadaşın cüzdanı çalmışlar metrobüs'te. Yazık..
@eCem; sadece gece değil, ben de tıpkı T.S.'nin dediği gibi hangi saatte binsem kalabalık ve tıklım tıkış. Nasıl bir hizmet anlayışıdır bu halen kestiremiyorum.
YanıtlaSil@T.S.; arkadaşın yanlız değil çünkü ASY'deki maçlar sonrası en az 10 vaka biliyorum senin anlattığı gibi. Cepçilerin yeri haline gelmiş durumda.